-
1 cana yakın
liebenswert; ( sempatik) sympathisch -
2 cana yakın
прия́тный, ми́лый се́рдцу -
3 cana yakın
adj. friendly, amiable, congenial, lovable, warm-hearted, approachable, forthcoming, genial, gracious, hail fellow well met, sympathetic, conversable, personable* * *1. gracious 2. personable -
4 cana yakın
destyar--------givar--------hogir -
5 cana yakın
гупсэ, гжфаб -
6 cana yakın
genial, amiable, affable, pleasant -
7 cana yakın olmayan
adj. uncongenial -
8 yalpak
1. أنس [أَنِس]Anlamı: cana yakın2. داجن [داجِن]Anlamı: cana yakın3. متزلف [مُتَزَلِّف]Anlamı: dalkavuk4. متملق [مُتَمَلِّق]Anlamı: dalkavuk5. مداج [مُدَاجٍ]Anlamı: dalkavuk6. مداهن [مُدَاهِن]Anlamı: dalkavuk -
9 can
can Leben n; Seele f; (a als Zählwort); Gesundheit f; Lebenskraft f; adj Person feinfühlig; entgegenkommend; aufrichtig; besonders Kind lieb;can acısı heftige(r) Schmerz;can alacak nokta (oder yer) Kernpunkt m, des Pudels Kern;can alıcı ohrenbetäubend; vernichtend; fig heikel; wunde(r) Punkt;can almak (Todes)Opfer fordern;can atarcasına leidenschaftlich;-e can atmak sehnlichst wünschen (A oder zu …); sich flüchten (zu D);can baş üstüme … wird gern erledigt;can borcunu ödemek das Zeitliche segnen;can çekişmek mit dem Tode kämpfen; sich herumquälen;can damarı Lebensnerv m;can dostu Busenfreund m;can düşmanı Todfeind m;can havliyle aus Leibeskräften;can kaybı Verluste m/pl an Menschenleben;can kurtaran yok mu Hilfe!;can sıkıntısı Langweile f; Ärgernis n, Verdruss m;can vermek umkommen; (-e) jemandem wieder Mut geben; wieder zum Leben erwecken A;… için can vermek sein Leben opfern für; lechzen nach;cana yakın sympathisch; Lied rührend;canı ağzına gelmek wie gerädert sein; abgehärmt sein; einen Schreck bekommen;-i canı çekiyor er/sie hat Appetit (auf A);canı çıkmak den Geist aufgeben; fam krepieren; sich umbringen (-den vor D); Kleid sich abtragen, zerschleißen;canı pek Person zäh;-in canı sıkılmak sich langweilen; bedrückt sein; sich ärgern (-den über A);-in canı yanmak heftige Schmerzen haben; satt haben (-den jemanden);canına yandığım(ın) fam verflixt; herrlich; Teufels-;canla başla mit Herz und Seele;canım mein(e) Liebe(r)!; mein Kind;yok canım aber nicht doch!?; wirklich!?; sieh mal an!;canım [dʒaː'nƗm] herrlich, wunderschön -
10 babacan
ودي [ودِّيّ]Anlamı: cana yakın, olgun, güvenilir -
11 şirin
لطيف [لَطِيف]Anlamı: sevimli, cana yakın
См. также в других словарях:
cana yakın — sf. Sevimli Cana yakın birkaç dilbere rastlarsınız. B. Felek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yakın — sf. 1) Az bir ara ile ayrılmış olan (zaman veya yer), uzak karşıtı 2) Küçük, önemsiz değişikliklerle birbirinden ayrılan Buna yakın bir söz söyledi. 3) Aralarında sıkı ilgi bulunan 4) Benzeyen, andıran, yaklaşan Beş dönüme yakın bahçesi bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
cana yakınlık — is., ğı Cana yakın olma durumu O bu kadında daha bir cana yakınlık bulur gibi oluyordu. O. C. Kaygılı … Çağatay Osmanlı Sözlük
ANİSE — Cana yakın kız veya kadın … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
girişken — cana yakın , sıkılgan olmayan … Beypazari ağzindan sözcükler
can — is., Far. cān 1) İnsan ve hayvanlarda yaşamayı sağlayan ve ölümle vücuttan ayrılan madde dışı varlık 2) Yaşama, hayat Bir kedi yavrusunu kurtarmak için ipe sarılıp kuyuya iner, canımı tehlikeye koyardım. R. N. Güntekin 3) Güç, dirilik Her şeyde… … Çağatay Osmanlı Sözlük
amabile — zf., müz., İt. amabile Bir parça sevimli ve cana yakın bir biçimde (çalınmak) … Çağatay Osmanlı Sözlük
babacan — sf. Cana yakın, olgun, hoşgörülü, iyi kalpli, güvenilir (erkek) Bu babacan yürekli, öfkesi, sevgisi katıksız, kaya gibi sağlam ve güvenilir adam... A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
babacanca — zf. Sevgi ve sevecenlikle, cana yakın olarak Babacanca davranmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
cici — sf. Sevimli, cana yakın, hoş, güzel, hoşa giden Ümit! Ah benim cici kardeşim. A. İlhan Birleşik Sözler cicianne cicibaba cici bici cici mama Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller cicim! … Çağatay Osmanlı Sözlük
gülecen — sf. Sevimli ve cana yakın tavırları olan (kimse) … Çağatay Osmanlı Sözlük